Bilenler bilir, Datça yarımadasının kuzeye bakan yüzü, Datça kasabasının ve ünlü büklerinin (Ovabükü, Hayıtbükü, Palamutbükü) bulunduğu güney kıyılarına göre çok daha bakirdir. Buralarda insan yerleşimi (parmakla sayılacak kadar az balıkçı kulübesi ve birkaç tapulu mülk dışında) yok denecek kadar azdır. O nedenle de yarımadanın kuzeyi; bakmaya doyum olmayan görkemli dağlarıyla, akdeniz bölgesine özgü endemik ağaç ve bitki türlerini barındıran ormanlarıyla bizden sonraki kuşaklara aktarabileceğimiz olağanüstü bir mirası ifade etmektedir. Yarımadanın kuzey kıyısında yer alan Bükceğiz, Murdala, Mersincik gibi sevimli koylara karadan ulaşmak için patika irisi toprak yolları arşınlamayı göze almanız gerekir. Ama yukarıdaki fotografta görülen rezalet yerleşimi Murdala koyuna oturtanlar, belki de Türkiye'de biricik olan sandal ağacı ormanlarını tahrip ederek yolları genişletmişler, içinde yılda 15 gün ziftlenecekleri yazlıklarını, doğal ve tarihi sit alanı olması nedeniyle güya her türlü yapılaşmaya yasaklanmış olan bu bölgeye oturtmuşlar. Her tarafından kirli kokular gelen bu yağmaya yasal yoldan engel olunamamış gözüküyor. O zaman biz de onları ilahi adalete havale ediyoruz. Çok canıgönülden bedduamızı aldılar. Yapanlara da, yapılmasına sebep olanlara da, göz yumanlara da, lanet olsun!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
Eline yuregine saglik. Hani olan biten bir cok seye kizarsin, sonra bir kose yazarini okur helal olsun tamda benim demek istediklerimi yazmis dersin ya iste bu yaziyi okurken aynen bunlari hissettim. Iyiki senin gibi bir agabeyimiz var. Tanri sana cok guzel bir omur versin.
Yorum Gönder