25 Nisan 2008 Cuma

Kapıdan kovsanız bacadan girer



İstediğin kadar kapat kapıları, pencereleri. Kendine yine de bir yol bulur ıtır çiçeği. O en kırılgan haliyle uzatıverir boynunu çatlaktan içeriye. Itır çiçeğininki aslında muzip bir gülümsemedir kendi ördükleri kozanın gönüllü mahkumlarına. Bizim önemsediğimiz, dert edindiğimiz şeylerin aslında pek de öyle önemli olmadığını, aslolanın tabiatın sessiz gücü ve döngüsü olduğunu haykırır karamsar ruhlarımıza. Bir yönüyle aşk gibidir anlayacağınız, kapıdan kovsanız bacadan girer.